Bir sonbahar yaprağının düşüşündeydi gidişin..Öyle
solgun,öyle kırık.Mevsimin gereği olsa gerek solduk
aniden.Bittik..Tükendik..Hiç bitmez sanarcasına attığımız kahkahalarımız,sonu
gelmeyen yollarımız,gecenin korkutucu ıssızlığında tek sığınağımız kenetlenen
ellerimiz sondaydı işte.Sonu vardı ya her şeyin hiç inanmadığımız..Hani başı
kabullenip sona ermezdi ya aklımız..Düştük..O yaprak gibi bizde düştük.Son
bahardı artık.Kışımız kapıdaydı.Ardına kadar açmıştı kapısını,bembeyaz etekleri
savruluyordu rüzgarımızdan.Kucakladı bizi acı bir hüzünle.Dahada sokulduk
ona,hüzün kapladı her yanımızı.Üşüdükçe ona sığındık,hüznümüzle ısındık.Ama son
her şeyde var dedik ya hani..Kışın da vardı bir sonu..Bahar kapıdaydı İlkliğini
bile hatırlayamadığımız ilkbahar gelmişti sonunda.Yavaştan ayrıldık hüznümüzün
sıcacık kucağından.İnanamadık bahara. Kazma kürek yakmaya hazır,çıkarttık
başımızı kapıdan.Gözlerimizi boyarmış gibi bir hali vardı sanki.İnanamadık
hayatın siyah ve beyazdan başka rengi olduğuna.Varmış kuşların cıvıltısıyla
anladık.Bir çocuğun umutla koşuşturmasında anladık.Bir uçurtmanın sessizce
süzülüşünden anladık.Yazın yaklaştığını o zaman anladık.Yosun kokusunun
hafiften bir gitar tıngırtısıyla buluştuğu yerde.Bu sefer biz kucakladık
yazı.Tüm planlarımızı ona erteledik çünkü.Tek umudumuz oydu çünkü.Yaz demek
çoğu lugatta sevgi,cıvıltı,enerji demekti çünkü.Nasibimizi almadık değil yazdan
. Aşkı renksiz ama bir okyanus kadar
derin gözlerde tattığımda anladım.. Yaz demek bir nevi aşk demekti çünkü..
17 Eylül 2012 Pazartesi
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Yollar Dillendirir Bazen
Yollar vardır gidilesi.Yollar vardır bitmeyen.Yollar vardır
ömür alır.Yollar vardır andır.Unuttuklarımızı hatırlatır.Detaylara
indirir.Başka hayatlar akarken gözlerinizden film şeridi gibi kendi hayatınızı
düşünürsünüz.Sonra belki bir soru gelir aklınıza.Bir amacım var mı şu hayatta?
Ben hep sorarım.’Ben niye geldim.Varolduysam bir sebebi
vardır mutlaka! İşe yarayıp öyle göçmeliyim bilinmez diyarlara.’ derim hep.Amaç
ararım hayatta.Severim amacı olan insanı.Yaşamış olmak için yaşanmaz
çünkü.Karşı duvarınızda asılı bir dart tahtası düşünün,ellerinizde oklarınız. Hedef
belirlemezseniz ,öylesine atar, zevk almaz ,duvarıda dartıda delik deşik eder
beş dakika sonra sıkılırsınız.O halde zevk için,bilinç için hedef lazım.Amaç
lazım.
Aslına bakaranız çoğu insanın vardır amacı.Ama dillendirmez
kimisi.Ya gerçekleştiremezde rezil olursam korkusunu taşır yüreğinde.Halbuki
denenmiş hiçbir şey başarısız değildir nezdimde.Çaba varsa eğer emek varsa
başaramamak değildir o şanssızlıktır,bahtsızlıktır.
O yüzden dostlar bence amacınız olsun hayatta küçük büyük
hiç farketmez.Sarılın ona sıkı sıkı,sahiplenin onu,sizin olsun elletmeyin
kimselere.İnancınız olsun,ona kilitli bakışlarınız olsun,yüreğinizde kıpırtınız
olsun.
Sonuç önemli mi ?Siz denedikten sonrasına kim karışır?Amaç
var mı var.Denedik mi denedik.Başardık mı eyvallah! Evet bir şey tasarladık ve
onun peşinden koştuk aferin bize!Sonucu önemli değil bu vakitte. Olmadı bir
daha deneriz.Ömür bu bunada yeter.Tabi başardıysak yeni hedefler bizi bekler!
28 Temmuz 2012 Cumartesi
Sevmek Belki
Bir miniğin gözyaşı gibi,annenin çocuğa duası gibi,bir
çaresizin feryadı gibi,sevinç gibi,umut gibi,Mecnun’un Leyla’sına Ferhat’ın Şirin’ine
sevdası gibi masumdu sevmek.Sevmek hiç olmadığı kadar saftı.Öyle de güzeldi.Tüm
olağanları güzelleştiren ,imkansızları başarandı sevmek.Böylesine içten
böylesine sıcak.
Aşk gibi değil sevmek.Ne ondan beri,ne de ondan ileri.Başka
bir şey..Aşkın barındırdığı tutkuyu,kini,öfkeyi,ihtirası,inadı barındırmaz
içinde.Sevgide değeri hep bilinen emek vardır.Sevenin yüzünde hep bir tebessüm
vardır.
Hani aşk vazgeçilmez sanılır ya,hani her vazgeçen biraz
kaybeder ya kendini.Tüketir ya..Tükenir ya..Öldüm derde ölmez ya bir
türlü..Sevmek böyle değil işte,ondada vardır hüzün ama başka bir biçimde,on kat
daha derinde.
Şimdi bakıyorumda aslında sevmek yağan yağmur kadar
sağanak,esen poyraz kadar hoyrat,açan güneş kadar umutmuş.Bahatın habercisi
kuşlar gibi sevimli,yaz kadar neşeli,son bahar kadar hüznün kardeli,kış gibi
beyaz..Sevmek belkide en güzel haz..
26 Temmuz 2012 Perşembe
Martılar güzeldir..Yaşamak da öyle..: Aşkın Bekçileri
Martılar güzeldir..Yaşamak da öyle..: Aşkın Bekçileri: Aşk kırılgandır ve biz her zaman en iyi bekçileri olamayız engebeli yollarda elimizden geleni yapmaya çalışırız ve tüm olanaksızlıklara ...
Aşkın Bekçileri
Aşk kırılgandır ve biz her zaman en iyi
bekçileri olamayız engebeli yollarda elimizden geleni yapmaya çalışırız ve tüm
olanaksızlıklara rağmen o narin şeyin hayatta kalmasını umarız.Her şey
umduğumuz gibi olmasa da aşk insanın kendine özelidir.O hep yoktur.Ama aşk hep
sizinle kalır .İçinizde , çok güzel bir yerlerde..Engebeli yollarda elinizden
geleni yaptığınıza inanıyorsanız ve hala aynı yerdeyseniz artık yapacak bir şey
kalmamış demektir.Ve sizin o yoldan ayrılma vaktiniz gelmiştir.Zordur
yollar.Yönünüz gidişse dahada zordur hemde.Şarkılardır tek dostunuz.Onlardır
duygularınıza tercüman.Göz yaşlarınız uyar ritme onlar bile bir bütün oluşturur
sizinle.Aklınızı kurcalayan tek soru ise ‘Neden?’dir.Nerede hata yaptığınıza
dair yer bitirirsiniz kendinizi.Kabullenemez suçlu ararsınız.Oysa dedik ya biz
her zaman aşkın en iyi bekçileri olamayız.Bir gün biter,biri elbet
gider..İstediğiniz kadar koruma altına alın oracıkta söner.Kalan yegane
mirasları anılarınızdır.Gittiğiniz her yerde yaptıklarınızı
hatırlarsınız.Binlerce kez başa alır izlersiniz aynı sahneleri.Bunun size acı
verdiğini bile bile devam edersiniz.Acı haz verir hele ki aşka aitse.Fakat
tecrübeyle sabittir ki aşk acısı acıyı yaşayarak,buram buram hissederek
geçer.Yaşayın acınızı sadece aşkta değil her türlüsünde.Engellemeyin kendinizi.Kendinize
ve çevrenize zarar vermeden yaşayın.Canınız istemiyorsa iyi görünmek için
gülmeyin mesela yoksa geçmez acı duru içinizde inatla.Ya da size acıyı
hatırlatan herhangi bir yeri es geçmeyin durun orada hissedin.Burnunuz
sızlasın.Gözleriniz boşaltsın acısını.Duyduğunuz bir şarkıda çekinmeyin
hatırların.Bırakın kendinizi teslim edin.Yaşaya yaşaya azalacaktır emin olun.Yaşaya
yaşaya biter her şey.Yaşana yaşana tükenir.Hayat gibi aşkta,aşkın acısı da yaşar
ve son bulur bunu kabullenin önce.Ve her şeyi hayatı,aşkı,acıyı,gelişleri,gidişleri,yolları
her şeyi yaşayın.İşleyin iliklerinize..Ve unutmayın her gelişin gidişi her gidişinde bir gelişi vardır elbet.Aşkın bekçisi olmayı seçenleri de takdir ediyor iyi nöbetler diliyorum.Sadece anı yaşayın önerimdir.Bol şans!:)
7 Haziran 2012 Perşembe
:)Gülümse Yoldaş(:
Masa başına oturdum tüm hırsımı bakımlara,ojelere doyamayan tırnaklarımdan alıyorum..Soyuyorum..soyuyorum..Bi yandan boş,bomboş gözlerle etrafıma bakıyorum.Aklımda ölüm senaryoları gibi bin bir çeşit senaryo..Obölüm olmazsa şunumu yazsam..Ama hayallerim..Gerçekçi ol İpek kim hangi hayalini yaşayabiliyo..Peki bir daha denesem..Vasat değilsin ki..Ama mükemmel de değilim..Daha sınava girmedin..Girsemde bilmiyorum işte bir şey..Hayattan bir sene kayıp mı ediceksin git işte herhangi bi bölüme..Bir sene kayıp mı ki canım..Kayıp..Hayır ideallerim var benim planlarım..Ne ideali?..Ne planı?..Bu ülkede doktor doğranıyo,öğretmen pataklanıyo idealmiş..Suuuus! Ben yapıcam,kazanıcam..Neyi?"Neyi ben kazanıcam?" ya da şu daha uygun olur "Ben neyi kazanıcam kendimi böylesi kaybederken?"..
Kafamdakiler her kimlerse fazlaca rahat ettirdik herhalde susmuyorlar.Her kimlerin kalıntılarıysa öyle gürültüdeler ki,kalbimin sesi minicik fısıltı sanki..Duymak istiyorum ama duyamıyorum.Kapana kısılma ihtimali yüksek fare gibiyim..Mantığım ve kalbim arasında gel gitteyim şimdiden..Hayat kurdu kapanı üstüne de yerleştirdi en güzelinden peynirini..Kapı eşiğinde durdum gözetliyorum..Git yutsun seni kapan..Bekle uyutsun seni kafan..Hangisi?Gitmek mi beklemek mi? Hangisi? Sahip kapanı sökünce o peynir mutfağa gitmez mi..Mutfak uzak olsa da daha çok peynire değmez mi?İlk gördüğüm peynirle yetinip kapana mı kısılayım,daha fazla peynir için uzak yollara mı atılayım?
Hangisi?Aaa..Yok yok..Sakın ha!Sormadım!! Ben kendi kendime konuşurken kağıda döküyorum bunları.Belki benim gibiler vardır,yalnız değilimdir bu minik fare evimde diye yazıverdim işte.Yok sormadım valla.Sormaya kalksam herkesin doğruluğundan şüphe duyulmayacak bir fikri var elbet.Dinlemezsen suçlusun,fevrisin,çok bilmişsin,daha çok gençsin.Dinlersen kendi kararlarını veremeyen acizin teki.N'apsan olmaz.
Huu huu evime sesleniyorum benden başka kapan gözetleyen fareler varsa diye.Aynı yolun yolcusuyuz şunun şurasında.Şayet yalnız değilsem burda bir fikrim var yoldaşlar.İyisimi tıkayın kulakları bakın önünüze.Sağır olun,kör olun,dilsiz olun geçici.Kendinizi dinleyin.Çünkü gece olup herkes daldığında rüyalara bir sen varsın,bir de aynaya baktığında gördüğün o yüz.O yüz ki en uzak sana,en kalıp adına,en tanıdık yakınlara.Gülümse yoldaş.O aynaya baktığında nolursa olsun gülümse.Aen ötesizsin,sen teksin,sen birsin.Eşinse aynadaki.Bak ben serbest bıraktım ellerimi gülüyorum şimdi.Hayırlar olsun yoldaş,soru işaretlerin az,peynirlerin bol olsun. :)))
Kafamdakiler her kimlerse fazlaca rahat ettirdik herhalde susmuyorlar.Her kimlerin kalıntılarıysa öyle gürültüdeler ki,kalbimin sesi minicik fısıltı sanki..Duymak istiyorum ama duyamıyorum.Kapana kısılma ihtimali yüksek fare gibiyim..Mantığım ve kalbim arasında gel gitteyim şimdiden..Hayat kurdu kapanı üstüne de yerleştirdi en güzelinden peynirini..Kapı eşiğinde durdum gözetliyorum..Git yutsun seni kapan..Bekle uyutsun seni kafan..Hangisi?Gitmek mi beklemek mi? Hangisi? Sahip kapanı sökünce o peynir mutfağa gitmez mi..Mutfak uzak olsa da daha çok peynire değmez mi?İlk gördüğüm peynirle yetinip kapana mı kısılayım,daha fazla peynir için uzak yollara mı atılayım?
Hangisi?Aaa..Yok yok..Sakın ha!Sormadım!! Ben kendi kendime konuşurken kağıda döküyorum bunları.Belki benim gibiler vardır,yalnız değilimdir bu minik fare evimde diye yazıverdim işte.Yok sormadım valla.Sormaya kalksam herkesin doğruluğundan şüphe duyulmayacak bir fikri var elbet.Dinlemezsen suçlusun,fevrisin,çok bilmişsin,daha çok gençsin.Dinlersen kendi kararlarını veremeyen acizin teki.N'apsan olmaz.
Huu huu evime sesleniyorum benden başka kapan gözetleyen fareler varsa diye.Aynı yolun yolcusuyuz şunun şurasında.Şayet yalnız değilsem burda bir fikrim var yoldaşlar.İyisimi tıkayın kulakları bakın önünüze.Sağır olun,kör olun,dilsiz olun geçici.Kendinizi dinleyin.Çünkü gece olup herkes daldığında rüyalara bir sen varsın,bir de aynaya baktığında gördüğün o yüz.O yüz ki en uzak sana,en kalıp adına,en tanıdık yakınlara.Gülümse yoldaş.O aynaya baktığında nolursa olsun gülümse.Aen ötesizsin,sen teksin,sen birsin.Eşinse aynadaki.Bak ben serbest bıraktım ellerimi gülüyorum şimdi.Hayırlar olsun yoldaş,soru işaretlerin az,peynirlerin bol olsun. :)))
17 Mayıs 2012 Perşembe
Dost Dediğin
Dünyadan soyutlanmış ders çalışırken aniden basar uyku.Savaşırsın çalışmak için.Yırtarsın o an bendini.Sınav ya olay,daha fazla soru ya tek amacın.Direnirsin uykuya.Göz kapakların ağır gelir artık.Sırtında acıyla karışık bir ağrı,on kere okursun soruyu,beyin bulanık,gözler görmez.Beyaz bayrağı çekersin artık.Kalemin kağıda fırlatılışı yankılanır odanda.Sinirlenirsin sisteme,sinirlenirsin düştüğün şu hallere,belirsizliğe,başına gelenlere sinirlenirsin.Lanetler okuyarak giyersin pijamalarını.Kitaplığın üstüne üstüne gelir,nefes alamazsın.Rahatsız bir uykuya yol aldığını düşünürken hışımla açarsın yatağını.
Aaaa...
Yastığın tam üstünde maviş bir zarf.Şaşkınlık,merak..Açar okur,hem güler hem ağlarsın.Gülersin çünkü seni anlatır yazılanlar,halini anlatır.Seni sana anlatmak zordur ya,onu anlatır.Ağlarsın çünkü senin bir kanın vardır her şeyden öte.Üşenmemiş yazmıştır iki sayfayı,düşünmemiş yapmıştır Nuray Annesiyle işbirliğini,tereddüt etmeden anlayıvermiştir seni.Ağlarsın çünkü iyiki kesişmiştir yollarınız bu huysuz ama tatlı cadıyla.Ağlarsın çünkü seni ondan başka kimse bu kadar anlamaz,bilemez,dillendiremez.
Oturup yazarsın içinden geçenleri o an,o dakika.Hisler yazıda kalsın,sözler akıldan uçmasın diye.Herkes gerçek dostluğu inansın,arasın bulsun diye.En umulmadık zamanlar güzelleşsin diye..
Sağol canımın içi.Sen hep yanımda ol..
Şair demiş ki;
Dost dediğin
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş bile olabilmeli..
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş bile olabilmeli..
Bilmişte demiş gibi,görmüşte demiş gibi ;)
16 Mayıs 2012 Çarşamba
KEK
İnsanı sadece farkında olmak bile o kadar
çok şeyi değiştirir ki .Gel gelelim ki farkında olmak kolay değildir
öyle.Sanıldığından daha zordur.Herşey tarifteki ölçüleri ne kadar iyi
tutturduğunuza bağlıdır,birde elinizdeki lezzet,içinizdeki sevgiye..
Farkında olmak için önce tarifi iyice
oturtmak lazım beynimizde neyi, nasıl, ne sırayla ve ne ölçüde yapıcaz.Bunu
sağlamak dinlemekten geçer.Dinlemek samimiyetten,güven vermekten geçer.Çünkü
anlatmak,paylaşmak güvenden geçer.Bir trenin vagonlarını hareket halinde nasıl
ayıramazsanız bunlarıda birbirinden ayıramazsınız.Velev ki kalkıştınız
kazalara,hatalara hazırlıklı olunuz.
Dinlemek daha mutfağa girmemişsiniz bile
demektir.Empati kurmalı , o insanı can kulağıyla içtenlikle dinledikten sonra
durup bi saniye siz yaşamalısınız onu kısacık sürede o olmalısınız
benliğinizden çıkıp,acısını hüznünü mutluluğunu umudunu...yaşamalısınız
herşeyiyle.
İşte tamam mutfak önlüğünüzü taktınız
bile.Şimdi malzemeleri hazırlamalısınız.
Ben olsam demelisiniz ben olsam .. Karşınızdakinin
yaşadıklarına saygı duymalı ve onu anlamaya çalışmalısınız.
Malzemeleri koydunuz en güzelinden bir
kaba.Başlayın.Çırpın!
Fırına sürdünüz o güzelim emek verdiğiniz
kekinizi.Bir çıkardınız kabarmamış.Ama bilmemne hanımın yaptığı böyle olmamıştı
aaa yazık emeklerinize.Böyle mi acaba?Sizce karşınızdakini gerçekten
anlayabilmek mümkün mü acaba?Tam olarak o olamazsınız ki,onun
gördüklerini,yaşadıklarını yaşayamazsınız ki,anlamaya çalışırsınızda
anlayamazsınız ki,kekide öylesine kabartamazsınız ki..
Üzülmeyin canım.Kek kektir.Tat aynı
görünüş farklı.Dert değil.Siz her şeyi tarifine uygun yaptınız.Bu yüzden tebrik
ederim.Her şeyden önce her insanın kendi içinde bir takım sıkıntıları,yıkımları
olduğunun farkına vardınız,sonra
dinlediniz.Dinlemek ki ne hoş
meziyet çağımızda.Anlamaya çalıştınız
az biraz olsun çabaladınız,gördük,çırptınız.Ve saygı duydunuz keki kabartamadınız ama o tarife saygı duydunuz.Ellerinize
sağlık,gönlümüzün aşçısı oldunuz..
15 Mayıs 2012 Salı
-mış gibi yaşamak..
Ya ben fazlayım
buralara,ya buralar fazla bana..Bedenimse en ağırı ruhuma..
Yaşamak;sürekli savaş
hali bu aralar..Her savaşta hem galibiyetim,hem yenilgim..Hem sevincim,hem
hüznüm..En büyük ihmalim,kendim..Çabalıyorum aslında deniyorum.Büyüdüğümü
hissettiğim,hamlıktan olmaya geçtiğim bu dönemde hep bir şey yapıyorum.Bekliyorum,arıyorum, yoruluyorum, uyuyorum,
uyanıyorum ve en sonunda rüyalara dalıyorum..Herkesin gerçek sandığı,kendi
ütopyası olan o güzel,o şirin,o umutlarla dolu rüyalar alemine..
Mesela;
Beklemekteyim..
Bekliyorum ama
neyi?Bekliyorum ama kimi?Bu bekleyiş ıssız,kalabalıklarda.Bu bekleyiş
sessiz,çığlık çığlığa..Bu bekleyiş sakin,tüm bu karmaşada..
Aramaktayım..
Arıyorum kendimi.Sağda,solda,orda,burda..En
fenası beni bende aramak..Denize bakıyorum;derinlerdeyim,en diplerde.Gökyüzüne
bakıyorum;yükseklerdeyim,en tepelerde.Yıldızlara bakıyorum;ışıldıyorum,parıl
parıl.Yeşillere bakıyorum;bir gülün dalındayım.bir uğur böceğinin
kanadında,umutlarda..
Yorulmaktayım..
Fazlasıyla.Yordum
kendimi.Boşuna..Onun için,bunun için..Kendim için yaptığım tek şey kendim
olmaya çalışmak.Ama kendim olmak değil buna çabalamak.Ve bir türlü kendim
olamamak..Çünkü kendin olursan kayberdersin,kendin olursan kırarsın,üzersin,parçalarsın..Kalıplardasın,kendinde
değil..
Ve usandım..
Uyudum..
Kapadım
gözlerimi.Derin bir uyku istediğim.Geçmişi silen,sözleri unutturan,gözleri kör
karanlığa bakan..Uzaklaşmak istediğim,kaçmak değil,hem orada olup hemde deli
gibi koşmak.İmkansız istediğim..Dillerde imkansız diye bir şey yokken hemde ..
Uyandım..
Gerçeklere
uyandım.Okadar vurucu ki gerçekler.Yaydan çıkan ok nasıl engellenemezse,bir söz
nasıl silinemezse zamandan,gerçeklerde öyle saplanır yüreğe.Öyle acıtır
işte,hunharca atılmış bir ok gibi..Sonrası,tufan,sonrası pişmanlık,sonrası
faydasız.Göz açıldığına pişman,ben uyandığıma,yürek inandığına..
Ve uyudum
tekrar,belki hafifler diye..
Rüyalardayım
şimdi..Hayattayım işte.Döndüm aranıza.Kimse göründüğü gibi değil,görünmesini
istediğim gibi.Kimse olduğu gibi değil,evine gidip kapısını kapadığında olduğu
gibi değil kimse,öyley’miş’ gibi.Bir şeyler hiç yaşanmamaş gibi, göz görmemiş
gibi,olanlar unutulmuş gibi,yürek iyileşmiş gibi..
Ne güzel demiş di mi yazar?
“-mış gibi yaşamak”
Güzel Yüreklere Teşekkür Ederim..
Her anne evlada ayrı özel,ayrı güzeldir.'Anne'lik kavramı kişiden kişiye,yürekten yüreğe,sözden öze değişir.Bizi biz yapan,ateşlendiğimizde gözlerine uyku girmeyen,akıllarının hep bir köşelerinde olduğumuz,canımız yandığında en çok içi yanan ve gözünü kırpmadan sırf ufacık bir tebessümümüz için her şeyi göze alabilen güzel anneler;gününüz kutlu olsun..
Sadece bugün değil,her gün gözümüzün nuru,başımızın tacısınız ama bugün farklı..En azından benim için..Hayat kimi nereye savurur,ne zaman alıp götürür bilinmez.Hazır hepiniz benimleyken,gözlerinizin ışıltısı aklımda,yüreğinizin sıcaklığı içimdeyken teşekkür etme günüm bugün...
Annem sağolsun çok annem var benim.Gönlümün sultanları;babannem ve anneannem.Yarı annelerim;teyzem ve halam.Ebeannem,küçükannem,yengem,ciciannem.annemin her zaman tembihlediği gibi 2.annemiz olabilen bazı öğretmenlerim ve bana anne sıcaklığını gösteren diğer canlar..İşte bugün sizin gününüz güzeller.Hepinize burdan ulaşabilmem 21. yüzyılın velinimeti:)
Annem;etrafına nur saçan güzel annem.Ben her şartta etrafıma gülücükler saçabilmeyi senden öğrendim.İnsanları affedebilmeyi,aşkın kıymetini,geçmişi unutabilmeyi ve hep dimdik durabilmeyi..Herkesin annesi başkadır.Ama sen bambaşkasın. Fedakarlığın , sevginin,aşkın ve evlatlarına can olabilmenin tanımısın.Sana ne desem ne söylesem o kadar az ki..Biriciğim,ışığım olduğun için ve bana iki tane pırlanta gibi kardeş verdiğin için teşekkür ederim.
Anneannem;gücün tek adı.Ailemizin direği.Güçlü kadınım.Kokusunda huzur bulduğun biricik anneannem.Hem şakacı hem otoriter hem kahkahalarıyla neşemize neşe katan hem de kızdımı yürek hoplatan güzel kadın;Anneannem olduğun için böyle olduğun için teşekkür ederim.
Babannem;zerafetin tek adresi.Duruşun,adabın en önemli olduğunu öğretenim.En küçüğünden en büyüğüne kusur örtmede bir numaram.Her zaman her şartta kibarlığı en önde tutmayı öğrettiğin için,kişiliğimden ödün vermemeyi,gururumdan vaz geçmemem gerektiğini ve bir gün herkesin gidebileceğini ve tek başıma kaldığımda ayakta durabileceğimi öğreten zarif kadın.Babannem olduğun için böyle olduğun için teşekkür ederim.
Teyzem;istediği zaman her şeyi yapabilmeyi,açık sözlü olmayı,ikili oynamamayı , insanlarla hem samimi hemde mesafeli olabilmeyi sen öğrettin.Tabi beni küçüklükten biraya aşikar yapmanı ve matematiğimide sana borçluyum:)Tüm bunları öğrettiğin için ve hep omzumda hissedebiliceğim ve ordan hiç ayrılmıcak bi el olduğun için,bana küçük sevgilimi verdiğin için teşekkür ederim.
Halam;güne erken kalkmanın artistliğini,kitapların en büyük hazinelerden değerli olduğunu,doğru dürüst insanın ışığını ve herkese şevkatli olabilmenin yüze yansıyan ışıltısını senden öğrendim.Kalp kıranları bi kenara itebilmeyionların yüzüne gülmeye devam etmeyi kalp kırmamayı...Tüm bunlar için teşekkür ederim.
Yengem,her şeyi diken Aju yengem.Güzellik deyince aklıma gelen ilk isim.Küçükken hep beraberdik,güzel sevgini gösterdiğin için,yoğurtlu pilavı bana başka bi sevdirdiğin için,benim tatlı cadım Cemoşumu,küçük paşam Emirimi bu günlere-ki ne zorluklar atlatarak- getirdiğin için teşekkür ederim.
Ebeannem;hiç yorulmadan her bir şeye koşturan,içindeki çocuğu hiç öldürmeyen güzel annem. Yardımseverliği, saflığı,berraklığı,atların güzelliğini,hayalleriden vazgeçmemeyi ve onların güzelliğini öğrettiğin için ve Melek Ablalarına iki tane yakışıklı kardeş verdiğin için teşekkür ederim.
Küçükannem;sen belki kendi evladını hiç alamadın kucağına..Hiç duyamadın o cennet kokusunu..Ama beni aldın esirgemedin benden o güzel kokunu,hastası olduğun ninnileri söyleyen o güzel sesini,kalbinin yüzüne vurduğu güzelliği,o içten gülüşü hiç esirgemedin benden.Tüm bunları esirgemediğin için,iyiki benim küçükannem olduğun için teşekkür ederim.
Zehra Annem,hocalıktan anneliğe güzel yüreğini göstererek gelen güçlü kadın.Kızlarım onlar benim dediğinizde,söyle annem dediğinizde vücudumuza yayılan o tatlı sıcaklığı başka hangi yabancı verebilir bilinmez.Başka hangi yabancı böylesine can olabilir bilinmez.Hayatı yenebileceği gösterdiğiniz için,ideallerin peşinden koşulması gereken biricikler olduğunu öğrettiğiniz için,her zaman kendin olabilmeyi,hayatın siyah yada beyaz olduğunu grisinin olamadığını öğrettiğiniz için teşekkür ederim.
Sevcan Teyzem;ailesi için kendini es geçebilen güçlü ve (maşallah) bizden genç,güzel kadın.Her kötü olduğumda kapısına koştuğum,benimde senin bi kızın olduğum gibi benimde bi annem olan,bana biricik can dostumu veren onu böylesine güzel ve özel büyüten güzel anne her şey için teşekkür ederim.
Ciciannem,küçükken bana o şirin kuşları sevdirdiğin için.Bir kadının ayaklarının üstünde nasıl güçlü durabilceğini gösterdiğin için.Hep bir umut taşıdığın için.Ve sarı civcivimizi verdiğin için teşekkür ederim.
Ve hayatımın bir köşesinde bulunmuş biricik anneler bize saf sevgiyi gösterdiğiniz için,sevmenin değerini, ışığını,gücünü gözlerinizde gördüğüm için,annelik mertebesinin kutsallığını her tavrınızdan belli ettiğiniz için teşekkür ederim.Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum ve çok öpüyorum.
Benim annelerim hepiniz ayrı özel,ayrı güzelsiniz..Ve iyiki benimlesiniz..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)