18 Şubat 2011 Cuma

Deniz...

Deniz..Mavi örtü..Yalnızlığımızın,hüznümüzün,örtüsü..Kendimize bile itiraf edemediğimiz pişmanlıkların örtüsü..Sonsuzluğun örtüsü..Aslında hepimizin öyküsü.Saklı hikayelerimiz,gizli duygularımız,dillendiremediklerimiz..Bundandır denize karşı saatlerce duruşumuz.Bundandır hiç sıkılmadan,şikayet etmeden;ulaşamadığımız sonuçlara,sonsuzluğa hayran oluşumuz...

11 Şubat 2011 Cuma

Ben O Aptallığı Hep Seviyorum !..

Birini kaybettiğinizde mi üzülürsünüz? Kaybettiğinizi anladığınızda mı ? Farklı şeyler çünkü.. Apayrı şeyler..  Peki ya ‘Doğru insan kimdir?’ sorusunun yanıtı; Doğru insan seni senden çok seven midir? Senin senden çok sevdiğin midir ? Peki ya hangisi gerçek sevgi ? Tutku ?  Bağlılık ? Aşk..? Bunları ilk hissettiğimizde daha doğrusu hissettiğimizi sandığımızda ne tatlı o heyecan ne güzel.. Ama değil işte ! Değilmiş .. Bir seçim yapman gerektiğinde daha güzeli ararsın ona gider elin ister istemez.Küçükken şekerci dükkanındaki ; içinde daha az şeker olan ama kutusu daha güzel olan şeker kavanozunu almak gibi işte.Evet evet aynen böyle . O an içi ilgilendirmez seni vurulursun bi anda. Cafcaflıdır o . Gösterişlidir. Çok güzeldir. Peki ya şekerler ? Onlarda öyle mi dersiniz , onlarda güzelmi kavanozu kadar ? Ama hep derim ya , ‘Bir tercihin yanlış olduğunu,hatta çok yanlış olduğunu bilerek ona sahip çıkmak çok nefis bi aptallık..Ben o aptallığı hep seviyorum.’. Sizlereyse şeker dolu günler diliyorum bense aptallığımla gurur duyuyorum. Kendini sevmek böyle bir şey sanırım..:)