Bir miniğin gözyaşı gibi,annenin çocuğa duası gibi,bir
çaresizin feryadı gibi,sevinç gibi,umut gibi,Mecnun’un Leyla’sına Ferhat’ın Şirin’ine
sevdası gibi masumdu sevmek.Sevmek hiç olmadığı kadar saftı.Öyle de güzeldi.Tüm
olağanları güzelleştiren ,imkansızları başarandı sevmek.Böylesine içten
böylesine sıcak.
Aşk gibi değil sevmek.Ne ondan beri,ne de ondan ileri.Başka
bir şey..Aşkın barındırdığı tutkuyu,kini,öfkeyi,ihtirası,inadı barındırmaz
içinde.Sevgide değeri hep bilinen emek vardır.Sevenin yüzünde hep bir tebessüm
vardır.
Hani aşk vazgeçilmez sanılır ya,hani her vazgeçen biraz
kaybeder ya kendini.Tüketir ya..Tükenir ya..Öldüm derde ölmez ya bir
türlü..Sevmek böyle değil işte,ondada vardır hüzün ama başka bir biçimde,on kat
daha derinde.
Şimdi bakıyorumda aslında sevmek yağan yağmur kadar
sağanak,esen poyraz kadar hoyrat,açan güneş kadar umutmuş.Bahatın habercisi
kuşlar gibi sevimli,yaz kadar neşeli,son bahar kadar hüznün kardeli,kış gibi
beyaz..Sevmek belkide en güzel haz..